Öğlen oldu. Yıkık evde çocuklar oynuyor.
Nihat sağ eliyle kurumuş çeneyi tutuyor. Koyun çenesi.
İskelet. Dişler mermi gibi sıralanmış, yapışık koyun çenesine. Nihat’ın elinde.
Tabanca gibi sağa sola ateş ediyordu.
Tüm çocukları kurtaracak silah.
Tüm kötüleri öldürecek.
Dan dan dan. “Vuruldun l..
…
Sokağı dönünce hemen bizim kapı görünür. Döndüm sokağı, bizim kapı açık.
İki polis birbirlerine bakıp kafa sallıyorlar.
Biri şapkasını çıkartıp başını sildi.
Onların bacak aralarından gördüm, iki çıplak ayak yere serilmiş.
Koştum vardım, ‘Melahat! Melahat’ diye inletiyorum yeri göğü
…..
Hayatın altınçağı çocukluktur.
Doğadaki bütün varlıklar için böyle bu. Çocukluğun hikâyesi bitmez. Ne kadar anlatılsa, yazılsa da bitmez.
Bitmeyecek.
Her çocukta, her çocuklukta yeni bir hikâye, yeniden bir hikâye başlayacak, kim nasıl anlatırsa anlatsın, kim nasıl yaşarsa yaşasın.
Nahif, sade, ..
…
Pek tabi ineğin akıbeti ne oldu.
Sdaroviç’in karısı kuzeninin aklına uyuyor.
Yoksa o gece neden evde yoktu.
Kuzeni hırsızları uşakları sayesinde bulduruyor ve hayvanı çalıp nehirde boğup öldürüyorlar.
Zaten birkaç gün sonra inek ve Sdaroviç’in şişmiş cesetleri kıyıya vuruyor.
…..
Öteki, biz, yabancı, ürkünç zamanlar,
yoksunluk halleri, kentliler, taşra, kentin çeperleri ve insanın tekil ve çoğul öyküleri…
Erinç Büyükaşık’ın öyküleri insanın kişisel ve toplumsal tarihine dair bir yolculuğa
çıkarıyor okuru. Sınırlar Kapalı, Hep Uzak, Dehlizler ve Rüyalar’dan sonra 22 yeni ö..
Kurmacalar Atlası’nın ortaya çıkışının ardından gündelik
hayatımızda, sokakta, televizyonda kadınlık halleri, erkeklik
halleri üzerine süregiden oldukça eril ve öfkeli dil ve söyleme
ve televizyonlarda akıp giden “sürtük”, “çürük” gibi kavramların
olağanlaşmasına dair yazarca ve kurgu evreninde
..
“Donuktu kızın o gece bakışları. Ölü gibi. Kıl battaniyeye zor bela sarıp çıkarmıştı onu. Kel kafasını elleriyle kapatmış tir tir titriyordu. Ateşler içindeydi. Ne günah işledik Allah’ım, başımıza bu belayı sardın diye geçirdi kadın aklından başı secdeden kalktığında. Seccadeyi yerine koyarken kızın..
ÇİZGİ;Aslında aynı çizgi üzerinde yürüyorlardı. Biri sağı seçerken bir diğerinin solu seçerek her ikisinin de çizgiden ayrılmalarına sebep sadece düşünceleri miydi, yoksa kaderleri miydi? Yaşanmışlıkları yazarda saklı masum iki gencin yaşam öykülerindeki duygularıdır bizi çizginin sonunda bir araya ..
Yolculuğu boyunca karşılaştığı olaylardan ve kişilerden ilahi tecelli etme hali çıkarımlarında bulunan bir adam ile iki din arasında sıkışıp kalmış ikinci bir adamın yollarının kesiştiği yaşlı deniz feneri şahitlik edecekti o gece yaşananlara.....
Öncelikle şunu belirtmek isterim. Ben bir kahraman falan değilim. Vasat, sıradan, işini yapmış bir askerim. Çok daha kahraman silah arkadaşlarım var ki büyük kısmı şu anda cezaevinde Silivri denilen zindanda, bir kısmı da bir şehitlikte yatıyor. ASIL KAHRAMAN ONLAR. Ben, hiçbir şey yapmadan ortada k..
Aslında aynı çizgi üzerinde yürüyorlardı. Biri sağı seçerken bir diğerinin solu seçerek her ikisinin de çizgiden ayrılmalarına sebep sadece düşünceleri miydi, yoksa kaderleri miydi? Yaşanmışlıkları yazarda saklı masum iki gencin yaşam öykülerindeki duygularıdır bizi çizginin sonunda bir araya getire..
Milli Mücadele’nin güney cephesi pek çok ilki bünyesinde barındırmasına rağmen nedense bilinmez. Bilinen de Adana, An-tep, Urfa, Maraş, Mersin’le sınırlıdır. Ama o günlerde Irak, Suriye, Filistin, Hicaz da bizim topraklarımızdır.Pek çoğumuz, ilk kurşunun, ilk işgalin İzmir’de olduğunu sanırız ama bu..
Milli Mücadele’nin güney cephesi pek çok ilki bünyesinde barındırmasına rağmen nedense bilinmez. Bilinen de Adana, An-tep, Urfa, Maraş, Mersin’le sınırlıdır. Ama o günlerde Irak, Suriye, Filistin, Hicaz da bizim topraklarımızdır.Pek çoğumuz, ilk kurşunun, ilk işgalin İzmir’de olduğunu sanırız ama bu..
Milli Mücadele’nin güney cephesi pek çok ilki bünyesinde barındırmasına rağmen nedense bilinmez. Bilinen de Adana, An-tep, Urfa, Maraş, Mersin’le sınırlıdır. Ama o günlerde Irak, Suriye, Filistin, Hicaz da bizim topraklarımızdır.Pek çoğumuz, ilk kurşunun, ilk işgalin İzmir’de olduğunu sanırız ama bu..
"Yunus'un, Yunus Emre olmasından itibaren Yunus Emre'yi sigaya çekecek, aşktan nasibini almamış Molla Kasımlar hep olmuştur ve olacaktır. Oysa Yunus en büyük Molla Kasım olan "nefsini" yenmiştir; diğer Molla Kasımlar Yunus Emre'yi gıyapta sigaya çekerken."..
İnsanlar doğar, büyür, yaşamları içerisinde farklı düşünce ve ideolojilerini geliştirir. bunları toplumla paylaşmak ister.
Ömrünü, namusunu, vatanını ve geleceği için canını seve seve vereceğini düşünerek adımlar atar.
Bu hizmetler bazen kişileri zor durumlara sokar, bazen de toplumlar tarafından ..
Gogol’un Paltosu’ndan sonra kaleme alınan bu metinler Papirüs, Beşinci Sanat, +edebiyatkolektifi, İzGazete’de yayımlanmış kurmacının izindeki birçok makale ve eleştirinin bir araya getirilmesiyle ortaya çıktı. Edebiyat eserinden sinemaya uzanan “anlatma” ve “sahneleme”nin evrimine işaret eden bu mak..
Hepsi gelir kesik kesik
hepsi gider kesik kesik
Bazen bir yara kesiği
çoğunlukla yaşam nefesi
Bu nefes pek poetik
İliklerde hisseleri
Keyfine buyruktur
ölçümlemez isteneni
Kesinti sunar esriklik
Bir mecalsiz keskinlik
Olsa dahi küskünlük
geçmesi bir düsturdur
Geçicidir her kesik
Keser g..
Kadınlar öykünün baş kahramanları olduğunda özneleşir ve çığlığını daha güçlü duyurur kurmaca dünyada. Hayatın eşitlemediği günümüz gerçekliğinde öykü kahramanlarını kadınların izinde ve sesinde şekillendiren Evrim Akdağ, yalın dili, güçlü tanıklarla ‘Kadın Öyküleri’ sayabileceğimiz güçlü metinlerle..
“(…)Düşümde defne, lavanta ve kekik kokuları arasında ağrılı, göçmüş bir ipek kumaşı andıran kırışmış bir gövdeye dönüşmüşüm. Yarı bilinçli bir ruh olarak geziniyorum makiliğin
ortasında. Yıkıntılar karşılıyor beni. Kapı eşiğinden dağlar, sulak ova uzanıyor. Arif’in dudağından yarım yamalak sözcükl..
Okudukça sözün büyüsünü, kalemin nefesini, öykünün potasında harmanlamanın heyecanını yaşadım. Mevsimi ve iklimi
sanki ilk kez kuşandım bedenime. Karda kışta geçse bile konu, işlenen sevgide ısındım.
Yaz sıcaklarındaki olaylarda yağmurla denizle serinledim.
Aşkı, arkadaşlığı, çaresizliği ve sadak..
11 yazardan 22 öykü ‘kolektif yazarlarından öyküler’
Yıllardır yazıp çizen, kalem oynatan ve yazdıklarını bilinçli bir okur haliyle bir hale yola sokmaya çalışan bir öbek yazan, çizen tayfası (yazar kavramını bir statü, kategori haline getirmeyi yeğlemeden) üzerindeki ataleti atıp kendi sözünü kole..
Elinizde bulunan kitapta bazı öyküler daha önce edebiyat- kolektifi.net’de, Küçük Adam ve Büyük Adam öyküleri; Kurmacalar Atlası kitap seçkisinde, İşsiz öyküsü; Lilith Öyküleri kitap
seçkisinde ve Çürümek öyküsü; Almanak dergisinde yayımlandı. Minimal Parçalar, Düzeltin Şunları ve Katran olarak üç b..
Bu kitapta Cumhuriyet öncesi Osmanlı’nın son dönemlerinde ülkenin içinde bulunduğu esaretin acımasızlığı; fakirliğin, ezilmişliğin kuvveti karşısındaki acizliğini ve buna başkaldıran Mustafa Kemal Atatürk’ün Türk ulusuna güvenerek çıktığı kurtuluş mücadelesinin nasıl başarıya ulaştığının belgelerini ..
Öyküler genelde geçmiş zaman olarak kurgulanır. Olaylar olup bitmiş geçmişte kalmıştır. Filiz Özdemir ise kendi tarzını ortaya koyuyor. Bir film izler gibi her şey okurken oluyor.
Bu teknik özelliği eserlerine Filiz damgası vuruyor. Ama bir başka damga da hayatın ayrıntılarına bakışındaki duyarlılı..
Alışveriş sitemizde, kullanıcı deneyimini geliştirmek ve internet sitesinin verimli çalışmasını sağlamak amacıyla çerezler kullanılmaktadır. Daha detaylı bilgi için Çerez Politikası sayfamızı ziyaret edebilirsiniz.