‘Anna’nın içini ürküntüyle birlikte garip, dev bir boşluk kapladı. İlk kez bu binadan içeriye adım attığında da böyle hissetmişti. Celal’e daha sıkı sarıldı. Kapı ansızın hışımla açıldı. Telaşla uzaklaştılar birbirlerinden. Gelen Torba’ydı…’
Sonu bilinmez bir yolculuğun içinde yolları İstanbul’da, ..
Sarılmaların asılı kaldığı günlerden
geçiyoruz…
Ne bahar geldi
Ne sen kalabildin
Gülüşüne karlar yağdı
Saçlarında deli rüzgârlar
Oysa;
Yürekler yine temmuz sıcağı
Ziyanı yok sen üşüme
Şiir örttüm üstüne
Gökkuşağıyla süslü
Mavi düşlerle
Güneşle hep kal diye…!
Evet, sevgi ile hüzün benim ..
Şiirin izinde ilerleyen ozanın yolculuğunda bu coğrafyanın sesleri, öyküleri Yunus’tan
Pir Sultan’a, Nazım’dan Hasan Hüseyin’e uzanan bir süreklilikle yankılanmıştır.
Mahmut Aydıncı’nın dizeleri bu açıdan Nazım’ı, Anadolu’yu, Amanos’tan Asi’ye insan, hayat ve
toplu- mun çığlığıdır bir anlamda. Di..
Büyük amcam Rıza Koç’un Serap, Sevda, Senem, Sadegül ve Yeter admda beş kızı var. Babamın da Meral, Elif, Sadegül, Döndü ve Döne admda beş kızı var. Babam ve amcam bir yakınımızın düğününde bir araya gelirler. Amcam babama der ki, Veli bu hanımlar bize erkek çocuk doğurmayacak, ayrılıp yeniden evlen..
Ne de çabuk geçiyor zamanBak oldun sen koskocamanDefnem aman bir şeyler al hayattanOnurlu yaşarsın hayattan tecrübe alırsanÇok daha başındasın sen hayatınÇok daha başındasın yaşamanınTürlü olaylar çıkacak senin karşınaGüzel olanları aklında tut o zamanÖmür çok da uzun değildir bakarsanNefes çıkınca ..
Geçmişin sayfalarının arkasındaki gizemli kişiyi bulmak için sürekli düşündüm. Sürekli konuşulan
onca kelimenin arasında yabancı gelmeyen iki kelimeyi: İlki; ihanet acısını yaşatan kadınım,
kırk çiçek kokulum. Diğeri ise kumdan kalemin içinde sürekli yankılanan: “Gürdal.”
Sürekli Gürdal’ı düşünme..
Sevgi bahçesinde tomurcuk açan
Burcu burcu kokan tek çiçeğimsin
Sevgiyle çoğalıp mutluluk saçan
Yaşamın notası güzel Bestem’sin
Sarı ipek saçlı meleğimsin sen
Mis kokulu gülüm gençliğimsin sen
Hayatı öğreten tecrübemsin sen
Yaşamı sevdiren güzel Bestem’sin
Bütün güzellikler seninle olsun
Ya..
Bazen heybetli bir ağa basınıBazen de elinde arabası bir şeyler satanıHiç aciz olmaz ki o görür sünKaldırımlar her canlıyı aynı tutarlarNice canlar geldi geçti üzerindenSöyle acizlik gördün mü hiç birindenNice kahkahalar nice hüzünler gördünKaldırımlar bir anlat da dinleyelim senden..
Beyaz Diş vahşi bir hayvanın gözünden,hem doğal hayata hem de insanların acımasız dünyasına eleştirel bir bakış…
Beyaz Diş Alaska’nın sert doğa koşullarında geçen, nefes kesici bir macera hikayesi anlatıyor.Yarı köpek bir anne ile kurt bir babanın yavrusu olarak dünyaya gelen Beyaz Diş, doğduğu gün..
Kim bilir onunla aynı kaderi paylaşan ve bizim bundan haberimizin olmadığı kaç öğrencimiz vardır? Ne acı bir şey değil mi? Siz bir öğretmensiniz, ders verdiğiniz, rehber olduğunuz öğrencilerinizin size anlatmadıkları o kadar çok yaşanmışlıkları var ki. İnsanlar yoksul olduklarını, şiddete uğradı..
Finlandiyalılar 19. yüzyılın sonlarında özerkliklerini kazanınca kendi kültürlerini özgürce geliştirme olanağına kavuştular. Artık ülke aydınlarının öncülüğünde, tutkuyla çağdaş medeniyet yolunda ilerleyebilirlerdi. Tıpkı Mustafa Kemal Atatürk`ün önderliğindeki Türkiye gibi…
Bilinçli Finlandiya ayd..
Zamansız, zihinde yaratılanın somuttan daha gerçek
olabileceğini okuyana düşündüren bir yazar Cihan. Ruhla
aklın mesafesini iyi koruyan cümleler bekliyor okuyanı
içeride.
Bir kentte sıkılmanın, iç hesaplaşmalarının ve yalnızlığın
acı tadının ve yakıcı sonunun dışa vurumu ancak bu kadar
kırılga..
Ayıcık
Macerası: Bibiyus
Bibiyus, küçük okuyucularıyla
muhteşem bir maceraya atılıyor!Bibiyus, ormanda annesiyle yaşayan küçük bir
ayıcık. Ancak bir gün, Bibiyus merakına yenilip bir yolculuğa çıkıyor ve macera
dolu bir arayış başlıyor. Bibiyus'un, Tavşancık’ın, Kurbağanın ve bir sürü renkli
..
26 Nisan 1946 günü Trabzon-Vakfıkebir’de doğdu. İlk öğrenimini Vakfıkebir’de, Orta ve Lise öğrenimini Zonguldak’ta tamamladı. 1966 yılında girmiş olduğu Ankara Üniversitesi Ziraat Fakültesi Ekonomi bölümünü 1970 yılında bitirdi.1974 Yılında akademik hayata başladı ve 1979 yılında “Doktora”, 1987 yıl..
Stefan Zweig Bilinmeyen Bir Kadının Mektubu (Brief einer Unbekannten) adlı uzun öyküsünü 1920’li yılların ilk yarısında kaleme aldı. Bilinmeyen Bir Kadının Mektubu’nun kadın kahramanını sadece uzun bir mektubun yazarı olarak tanıyoruz. Kadının hayatı boyunca sevmiş olduğu erkek için kaleme aldığı bu..
rüya mı gördüm yoksa, gerçek mi kaldı düştealt üst tüm bildiklerim, hepler kayboldu içimdetüm yokuşlar inişte, başlangıçlar bitiştededim ya tuhaflık var, baştan sona bu işte..
Hâlâ kuruyan üç damla gözyaşım var
Sıcaklığı hâlâ dinmez
Kayıp adresler nerede bulunur
Nerede sizce o adresler
Ve nice kayıp canların resimleriyle dolaşanlar gezer
Yürekleri ile bir yangın yeri gibidir
Ve gözyaşlarını sokaklara döktüler
Sokakları ıslatır yürekler
Kayıp anaların kuruy..
Umutsuz yaşamam umudum vardı
Bir damla gözyaşı dünyamı karartı
Yüreğim yandı oy gurbet göründü
Beni senden etti bir damla gözyaşı
Beni senden etti bir damla gözyaşı
Dünyamız fani dünyamız karardı
Feryadım doğanın beni yaktı kül etti
Bu can cehennemde yanar gezerdi
Gurbete attı beni bi..
Bir gün batımı kızılıydı. Ellerime dokunan bir rüzgârla başladı hikâyem. Bir gariplik emanet kaldı avuçlarımda. Öyle bir dokundu ki ruhuma silindi içimde biriken bütün isimler ve şehirler. Her adımımda karşıma dikildi karanlıklara hapsettiğim yalnızlaşan hikâyeler. Bazılarına dokunamadım, bazılarını..
Ahmet Canbaba 1941 Ankara Kalecik doğumlu olup, ilkokulu Ankara Kurtuluş ilkokulunda okudu. (1959-1960) Sanat okulundan mezun oldu. 1960-1962 senesinde askerliğini Merzifon’un Bulak köyünde öğretmenlik yaparak bitirdi. Öğretmenlik yaptığı dönemde şiir yazmaya başladı. Askerlik dönüşü Makine Tekniker..
BİR GÜN ELBET
“Okullar yaz tatiline girmişti. Altıdan yediye takdirle geçmiştim. Birde üstün başarı belgesi almıştım. Bilirsiniz, iyi notları biz öğrenciler alırız, kötülerini öğretmenler verir!
Annem tüm yakınmalı söylemlerine karşın, çjffje ne kadar kullanmadığı, kullanılmayan eski kapkacak, g..
Yarın mahşer gününde sıraya duracaklar
Hazreti Hamza’nın bayrağına selam çakacaklar
Allah dostu Peygamber postuna oturacaklar
İdlib’de şehit düşmüş yiğitler mi şu gelen
Karada havada denizde ve dahi çölde
Korkun bizden hainler Türk askeri her yerde
Siz uyusanız bile beklerler sınırda nöbette
..
Bir masada 40 yıl sözünün daha doğrusu ve halk arasında
kullanılanı “BİR YASTIKTA KIRK YIL” olarak kırk yıla yakın, ya da kırk yıldan
daha fazla evli kalmış saygı ve sevgileri ile uyum ve hoş görüleri ile örnek
olarak gösterel bilecek kadar uyumlu olan evli çiftler için kullanılır. Aşkın
sevgini..
Konservatuvar
hayaliyle gün sayan 12 yaşındaki bir kızın, yeni okulunda piyano olmadığı için
yaşadığı hayal kırıklığı ve o okulda keşfettiği gizemli bir odada yaşadığı
maceralar.....
Toprak kokan elleriyle tütün tablasından çıkardığı cigarası görmüş geçirmiş o sevecen sesi ile bir Akdeniz köyünün cömert yürekli kadını büyükannem, sonra annem, sonra tüm güzel ruhlu kadınlara . . ...
Değişim insanın maddenin emredici hâkimiyetini kabullenmesiyle başladı.
Karakterlerin çaresizlikleriyle, çığlıklarıyla, düşleriyle ve mücadeleleriyle
okuyucuda olaylara müdahale etme isteğini uyandıracak kadar okuyucuya
yakın olan kitap, aynı zamanda okuyucuyu çeşitli sorularla karşı karşıya
get..
"İnsanlığımızın bittiği yerdi" kızım dedi Osman Amca. O askeri de aşağıdaki yaralıları da öylece bırakıp kaçtık. Tek düşündüğümüz şey bir an önce kaçmaktı oradan. Nereye kaçacağımızı da bilmiyorduk aslına, öylesine kaçıyorduk o an. Bir saat sonramızdan bile emin değildim."Tek bir şeyden emindim, yaş..
22
Eylül 1959Aydın, Çine doğumludur.İlkokulu;
Eskiçine köyünde, ortaokul ve liseyi Çine’de bitirdi.Köyünü
anlatan yazılan Lise Gazetesinde yayımlanınca, yazmaya merak sardı.1984
yılında, Dicle Üniversitesi Eğitim Fakültesi Fransız Dili Ana Bilim Dalı’ndan
Fransızca Öğretmeni olarak mezun oldu. ..
Bu gün için ne söylenebilir derseniz, en basitinden şunun
altı çizilebilir sanırım: Çünkü geometri kitabı yazmış Mustafa Kemal Atatürk
gibi bir kurucu liderin inşa ettiği ülkeyi, bu cumhuriyeti, ne yazık ki bugün
dört işlemi bile beceremeyen kafaların yönetiyor olmasıdır. Onca yıldır çekilen
ger..
Bir Varmış Bir Yokmuş, konusu açısından bile çarpıcı insan tabloları çizebilen ,
kahramanlarını konuştururken yöresel, coğrafyanın kültürel gerçekleri ışığında bir projeksiyon
ortaya koyan bir tarihsel tanıklık adeta. Bir Varmış Bir Yokmuş’ ta Sadri Ertem, bir rüya-masal
atmosferi üzerinden Osman..
Işığa hasret kalmış bir kentin yıkıntılarını andırıyorum. Uğultu gidiyor, karanlık gidiyor, annemin sesi...
Geçen senelerdi, “kahvaltı hazır,” demiş ve gitmişti, sesini bu dünyaya bırakıp.
Bense kalmıştım bu dünyanın küflü yaşantısında.
Bir bardağın dibinde kalan çay gibiydim, soğuk ve acı.
B..
Değerli Okurlarıma Selamlar;
Kitabı okurken “Aklınızın ermediği yerde frene basın, bir daha düşünün” öneriliyor. Birisi okur ve doğruyu bulmak amacıyla frene basarsa, bu kitap amacına ulaşmış olur.
işleriniz ters gidiyorsa, başarıyı özlüyorsanız bu kitabı okuyunuz.
Bu kitapta, hayat için “tatlı h..
Yıldız Serisi 1. Kitap
Bir yıldızın bir kişi ettiği bir dünya da işler nasıl ilerliyor…
Öğrenmek ister misin?
Bu hikaye tam fantastik sevenlere göre.
Bir yıldız kayıyor ve bir insan yok olup gidiyor. Peki bu kim olacak?
Bir kızın seneler önce bu gezegene gelmesi, ardından çocukluk arkadaşının ..
– Portakal bahçesinde erik yemek suçtur!– Sen mavi denizlerdeki kırmızı balık!
– Bizi bölmeye gücün yetmeyecek!– Pamuk tarlasında açan günebakan haddini bil!
– Buralar ezelden beri pamuk tarlasıdır ve öyle kalacak!– Sen kırmızı elmaların arasına karışmış yeşil elma, halkı kışkırtmaktan, bölücü ve ..
Hayatın altınçağı çocukluktur.
Doğadaki bütün varlıklar için böyle bu. Çocukluğun hikâyesi bitmez. Ne kadar anlatılsa, yazılsa da bitmez.
Bitmeyecek.
Her çocukta, her çocuklukta yeni bir hikâye, yeniden bir hikâye başlayacak, kim nasıl anlatırsa anlatsın, kim nasıl yaşarsa yaşasın.
Nahif, sade, ..
Bir şeye ışık tutmak o şeyi karalamak, küçümsemek, tamamen devre dışı bırakmak demek değildir.
Korku temeli üzerindeki düşüncelerin seni bir tarafa ait kılıyor. Düşüncelerin bilim
ve bilinç üzerine yükselseydi tarafsız olur, tüm varoluşu kucaklardın…
Bilinç temeline oturan inanç korkutmaz, tehdit..
Kıyıdan bayağı bir uzağa geldiler. Eline şişeyi ve mektubu aldı.
Çocuklara baktı. Mektubu olduğu gibi şişeye yeniden hapsetti. Şişedeki mektup kimlerin eline geçecek?
Hangi sularda yüzüp işlevini yerine getirecek. Sonra özgürlüğünü ilan edip başka hangi sulara akıp gidecekti?
Mektubu şişenin için..
Elime aldığım roman bitmeden uyku tünek yok bana! Oradakilerle yaşıyorum: olayın içindeyim. Sonuçlanmadan ayrılamam. Okur olarak görevliyim. Onların hayatlarını yaşıyorum. Hayat içinde hayat… Bir hayat içinde bin hayat! Sanal arkadaşlar, akrabalar, sevgililer, eşler, çocuklar… Sanal hanlar, hamamlar..
Gösterilen: 121 ile 160 arası, toplam: 823 (21 Sayfa)
Alışveriş sitemizde, kullanıcı deneyimini geliştirmek ve internet sitesinin verimli çalışmasını sağlamak amacıyla çerezler kullanılmaktadır. Daha detaylı bilgi için Çerez Politikası sayfamızı ziyaret edebilirsiniz.